Büyük Cevsen Celcelutiye Ilaveli
Hizbü Envaril – Hakaikın Nuriye Büyük Cevşen Türkçe Okunuşlu ve Açıklamalı
Büyük cevşenin tamamı içerisinde açıklamasıyla birlikte verildi. Kullanımı kolaylaştırmak ve zamanla manasına vakıf olabilmek için bir tarafta arapçası, hemen karşı sayfa da açıklamasına yer verildi. Büyük Cevşen Türkçe Okunuşlu ve Açıklamalı, Latince okunuşlu , Latince okunuşuyla ( Arapça Türkçe Yan Yana ) sahasında ilk.
TAKDİM
Dua, zikir ve salâvatın Müslümanın hayatında çok mühim bir yeri vardır. Dua, kulluğun özü, ibâdetin beyni, mü’minin silâhıdır; mü’minin her zaman başvuracağı bir güç kaynağıdır. Duanın bu öneminden dolayıdır ki Cenâb-ı Hak, kullarını duaya davet eder ve yapılacak duaları cevapsız bırakmayacağını bildirir.
Bu İlahi davetlerden üçü şu mealdedir:
“Bana duâ edin, size cevap vereyim.” Mü’min, 40:60
“O, îman eden ve güzel işler yapanların dualarına cevap verir.” Şura: 42:26
“De ki: ‘Duanız olmazsa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?’ Furkan: 25:77
Allah’ı çok zikretmek hususunda da birçok âyet ve hadis vardır. Cuma Sûresinin 10. âyetinde meâlen, “Allah’ı çokça zikredin ki, kurtuluşa eresiniz” diye buyuran Rabbimiz, bir başka âyette ise, meâlen şöyle buyurur:
“Beni zikredin ki, Ben de sizi rahmetimle anayım.” Bakara, 2:152
İşte, en güzel duaların ve zikirlerin bulunduğu ” Hizbü Envâri’l-Hakâikı’n-Nûriye ” isimli bu eser, Rabbimizin emrettiği zikir ve duanın mükemmel bir şekilde gerçekleşmesi için en büyük bir vesiledir. Bediüzzaman Hazretlerinin, ” Mecmuatü’l-Ahzab ” ve Risale-i Nur gibi hakikatlerden derlediği bu eserde yedi bölüm bulunmaktadır.
Birinci bölümde, okunması çok sevaplı ve faziletli olan sûreler ve namazdan sonra okunan aşirler bulunmaktadır. Kur’ân’in en faziletli sûrelerinden olan Yasin, Fetih, Rahman, Mülk ve Nebe’nin bulunduğu bu bölümde ayrıca Layestevi ve Amenerrasulü aşırlerı de vardır. Birçok hadis-i şerifte bu sûrelerin ve aşirlerin faziletlerinden bahsedilmiştir.
İkinci bölümde, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) en büyük duası olan Cevşen bulunmaktadır. Bu büyük duanın Peygamberimize verilişini anlatan şu hâdise, aynı zamanda ehemmiyetini de ortaya koymaktadır:
Peygamber Efendimiz, zırhını giymiş, Uhud Dağına gidiyordu. Hava çok sıcaktı. Bir ara başını kaldırıp gökyüzüne baktı ve Allah’a duâ etti. Birden, açılmış gök kapılarından Cebrail’i (a.s.) gördü. Hz. Cebrail nurlara bürünmüştü. Resûlullah’a, “Cenâb-ı Haktan sana selâm, tahiyye ve ikram getirdim” dedi.
Peygamber Efendimiz selâmını aldıktan sonra, Cebrail (a.s.) getirdiği duayı takdim etti ve şöyle dedi:
“Üzerinden zırhını çıkar ve bu duayı oku. Bu duayı üzerinde taşır ve okursan zırhtan daha büyük tesiri vardır.”
Her an ve her fırsatta ümmetini düşünen Peygamber Efendimiz, “Bu duanın tesiri sadece bana mı mahsus, yoksa ümmetime de şâmil mi?” diye sordu.
Cebrail (a.s.) şu müjdeyi verdi:
“Yâ Resûlallah! Bu duâ, Cenâb-ı Allah’ ın sana ve ümmetine bir hediyesidir, Bunun sevabını Allah’tan başka kimse takdir edemez.” ( Ahmet Ziyaeddin Efendi, Mecmuatü’l-Ahzab )
Üçüncü bölümde, Şah-ı Nakşibend Hazretlerinin (k.s.) tanzim ettiği Evrad-ı Kudsiye bulunmaktadır. Bu evradın yüz hasiyeti ve faydası bulunduğunu belirten Bediüzzaman Hazretleri, Şah-ı Nakşibend’in bu duayı, Peygamber Efendimizden (a.s.m.) mânâ âleminde ders aldığını belirtmektedir. Bu evradın büyük bir kısmı âyet ve hadislerdeki dualardan meydana gelmiştir.
Dördüncü bölüm, en mükemmel ve en cami salâvatların bulunduğu, Delaili’n-Nur‘ dur. Peygamber Efendimize (a.s.m.) salâvat getirmeyi emreden şu hadisler, bu bölümün ehemmiyetini de ortaya koymaktadır:
“Kıyamet Gününde benim şefaatime en çok lâyık olanlar, bana en çok salâvat getirenlerdir.” Tirmizi, Salat: 352
“Asıl cimri o kimsedir ki, yanında benim adım anıldığı halde, bana salâvat getirmez.” Tirmizi, Daavât: 101
“Kim bana bir defa salâvat getirse, Allah ona on misli rahmetini ihsan eder.” Ebu Davud, Vitr: 26
Beşinci bölümde, Hazret-i Osman’ın (r.a.) tanzim ettiği Münacatü’l-Kur’an bulunmaktadır. Bu evraddaki duâ cümleleri, doğrudan doğruya âyetteki ifâdelerden alınmıştır. Üstad Bediüzzaman bunun hakkında, “Bu münacat, aynen Cevşen ve Celcelutiye gibi gayet kudsîdir; ve âyetlerin sarîh lâfızlarını alması cihetiyle onlardan daha yüksektir” demektedir.
Altıncı bölüm, Tahmidiye’den meydana gelmektedir. Allah’ın ihsan ettiği nimetler için çok geniş ve küllî hamdleri içine alan bu evradın, pek çok maddî ve manevî hastalığa da şifâ olduğu belirtilmektedir.
Yedinci bölümdeki Hulasatü’l-Hülasa, Allah’ın varlığına ve birliğine, kâinatın ve içindeki mevcudatın şehâdetlerini ihtiva etmektedir. Ayetü’l-Kübra Risalesinin özeti hükmünde olan bu bölüm hakkında Üstad Bediüzzaman, “Ara sıra bazı vakitte okunsa güzel olur, îmana kuvvet verir” demektedir.
Bu duaların tercümesini farklı bir şekilde basmayı uygun bulduk. Kullanımı kolaylaştırmak ve okuyanların zamanla mânâsına vâkıf olabilmeleri için orijinal metinle anlamını karşılıklı sayfalarda verdik. Ayrıca metinlerin transkripsiyonlu şekilde Türkçe yazılışlarını da verdik ki, metinlerde okuma zorluğu çekenler için yardımcı olsun. Ümit ederiz, hayırlara vesile olur. ( çanta boy cevşeni kebir, cevşenül kebir Türkçe Latince okunuşlu, latince okunuşlu ve açıklamalı mealli cevşen, Latin okunuşuyla cevşen, nesil yayınları. Türkçe okunuşu , renkli Hizb-ü Envari‘l-Hakaikı‘n Nuriye )
Auteur | | |
Taal | | Turks |
Type | | Paperback |
Categorie | |